İtalyanlar ve İtalya
İtalyanlar
İtalyanlar (İtalyanca: Italiani), İtalyan yarımadası ile civarındaki Sicilya ve Sardinya gibi adalarda yaşayan ortak dil, kültür, ata ve geçmişi paylaşan ana dili İtalyan veya bu dilin lehçeleri olan halkın adıdır. İtalia adı başta çizme formundaki adanın ayakucu için kullanılmaktaysa da Romalılar MS 1. yüzyıldan itibaren tüm yarımada için aynı terimi kullanmaya başlamışlardır. Romalılar 1861’de ulus devlet haline gelen modern İtalya’da birleşme öncesi var olan bölgesel politik, dilsel ve kültürel birimlerin karışımı İtalyan halkını oluşturmuştur. İtalya tarih boyunca pek çok halkın yerleşim ve istilasına maruz kalmış olup, Antik Çağ’da Yunanlılar Sicilya ile çizmenin güneyinde koloniler kurarken, Etrüskler Toskana ve Umbria’da Romalılardan önce kayda değer bir uygarlık kurmuştur.
Roma’nın cumhuriyet döneminde Yahudiler, Roma’nın yıkılışından sonra ise kuzeyden Germen kabileleri, güneyden ise Yunanlılar, Kuzey Afrikalılar ve Fenikeliler yarımadaya yerleşmiştir. Bizans İmparatorluğu İtalyan yarımadasının güneyini 9. Yüzyıla dek 5 yüzyıl elinde tutmayı başarmışsa da sonrasında Arap, Norman ve Aragon işgaline uğramıştır. İtalya’da Toskana’da konuşulan şive standart İtalyanca kabul edilmekle birlikte bölgesel lehçeler hatta farklı diller hala yaygın olarak konuşulmaktadır. Sardinya’da Sard gibi diller resmi ikinci dil olarak kabul edilmektedir. Ülkenin kuzey, orta ve güney bölgeleri arasında yaşayan insanlar arasında mizaç, gelenekler ve sosyo-ekonomik şartlar açısından keskin farklar bulunmaktadır. Kuzey ve orta bölgeler refah açısından Avrupa’ya daha yakın iken daha tutucu ve yoksul olan güney bölgesi Mezzogiorno’nun halkı pek çok açıdan diğer Akdeniz halklarıyla benzerdir. İtalyanlar kendilerini hala bölgesel aidiyetlerine göre Calabriyalı, Piemonteli, Toskanalı, Sicilyalı gibi tanımlamaktaysa da ülke sınırları içerisinde Avusturyalı, Arnavut, Alman, Yunanlı, Fransız, Sloven, Ladin ve Friulili gibi dilsel ve milli azınlıklar da yaşamaktadır.
İtalya Coğrafyası
Avrupa kıtasının orta ve güneyinde Akdeniz’e doğru uzanan yüksek topuklu çizme görünümünde bir yarımada ile en önemlileri güneyde Sicilya ve kuzeybatıda Sardunya olan birkaç adadan oluşan İtalya 301,338 km2 alan kaplamaktadır. Kuzeyinde Alpler sınırlanan İtalyan yarımadasının omurgasını yarımada boyunca uzanan Apenin dağları oluşturmaktadır. İtalya’nın % 40’ı düzlük, % 39’u ise dağlık, olup, coğrafi olarak Kuzey İtalya Ovası ve İtalyan Alpleri’ni kapsayan “kıta”, düzlüğün güneyindeki “yarımada ile Sardunya, Sicilya ve çok sayıda küçük adadan oluşan “insular” adlı üç ana bölgeye ayrılmıştır. İtalya’nın tek büyük nehri olan Po, Adriyatik denizine boşalmadan önce batıdan doğuya doğru ilerlemekte etrafında İtalyan topraklarının % 21’ine denk gelen verimli Po ovası yer almaktadır.
Daha fazla bilgi için Oku: İtalya coğrafyası, İtalya’ya neden çizme deniliyor?
İtalyanca
İtalyanca (italiano ya da lingua italiana), İtalya’nın, resmi dili olup, nüfusun büyük çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır. İtalya’nın 20 bölgesinin neredeyse her birinin ayrı bir lehçesi bulunsa da radyo, televizyon ve sadece standart dili kullanan diğer kitle iletişim araçları ve okullarda standart lehçenin öğretilmesi nedenleriyle yöresel şiveler gittikçe kan kaybetmektedir. İtalyanca Toskana’nın bölgesel dili olarak doğmuştur. İtalya’da ayrıca sınır bölgelerinde Almanca, Slovence ve Fransızca konuşulmaktadır.
İtalyanca Konulu makaleler |
İtalyanca gerekli cümleler sözlüğü İtalyanca’ya özgü bazı ilginç deyimler Tamamen gereksiz ama bilinmesi keyif veren bazı İtalyanca kelimeler |
İtalyan Tarihi (Özet)
İtalya’nın köklü ve muhteşem bir geçmişi vardır. İtalyan yarımadasında siyasi birlik ilk olarak Etrüsk medeniyetini yıkan Romalıların iktidarı sırasında MÖ 90’larda
sağlanmış, Roma İmparatorluğu’nun MS 5. Yüzyılda yıkılışından sonra siyasi birlikten yoksun olan yarımada Romalıların ifade ettiği gibi ‘İtalya’ adıyla anılmıştır. Roma’nın çöküşünden sonra uzun süre yarımadaya kaos hakim olmuşsa da Frank kralı Charlemagne’ın Roma Kilisesi ile ittifakı sonucunda Frank kültürü kutsal Roma Germen İmparatorluğu’nun parçası haline gelen İtalya’da yayılırken Papalara özerklik verilmiş, Roma ve civarının yönetimi üzerinde hak sahibi olmalarına izin verilmiştir. Bununla birlikte Karolenj İmparatorluğu’nun da çöküşü yarımada da bir dizi iç savaşa sebep olmuş, Kuzey Afrikalı Araplar 11. yüzyılda Lombardlar bölgeye girene dek fırsattan istifade Sicilya ve Güney İtalya’ya hâkim olmuşlardır. Karolenj hanedanının gevşek yönetiminde güçlü yerel ailelerin liderliğinde İtalyan şehir devletleri kurulmuş, İtalya merkezi yönetimi olmayan şehir devletleri topluluğu haline dönüşmüştür. 14- ve 15. yüzyıllarda campanilismo olarak adlandırılan yerel milliyetçilik öylesine güçlenmiştir ki İtalya sözcüğü duyulamaz olmuştur. 15 ve 16. Yüzyıllarda İtalyan kentlerinde doğan Rönesans Avrupa’nın geri kalanına ihraç edilmiştir. İtalyan şehir devletlerinin güç kaybetmesiyle Fransa ve İspanya gibi büyük devletler İtalya’ya işgalci olarak girmiştir. İspanya Kralı I. Charles, 1527 yılında Roma’yı ele geçirince Kutsal Roma İmparatoru V. Charles olarak tanınmış, Venedik dışında İtalya Habsburg mirasının parçası haline dönüşmüştür. 17. Yüzyılda ciddi bir ekonomik kriz geçiren yarımda Fransız Aydınlanma’sının fikirleriyle tanışınca başta papalığın uluslar üstü statüsü olmak üzere din adamlarının dokunulmazlıklarına, kilisenin mülk zenginliğine ve hoşgörüsüzlüğüne karşı tavır sergilemiştir. Habsburg yöneticilerinin yaptığı reformlar fayda etmeyince İtalyanlar, Napoleoun’un askerleriyle sağladığı Fransız birliğinin İtalya’da da benzer şekilde zorla sağlanabileceğini anlamıştır. Cavour Kontu Victor Emmanuel ve Giuseppe Garibaldi’nin mücadelesi ve Allessandro Manzoni’nin İtalyan milliyetçiliğini ateşleyen yazıları şehir devletlerinden ulus devlete giden devrimci süreci başarıya ulaşmasını sağlamıştır.
İtalya Politika
1861 yılında İtalyan devletleri bir kralın altında birleşmişse de İtalya Cumhuriyeti ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında Faşist yönetimin yıkılmasının ardından 2 Haziran 1946’da ve 1 Ocak 1948’de kurulmuş ve Cumhuriyet anayasası ilan edilmiştir. İtalyan devleti yürütme, yargı ve yasama konularında kuvvetler ayrılığını kesin çizgilerle birbirinden ayırmışsa da medeni ve dini hukukun birleşiminden oluşan bir hukuk sistemine sahiptir. Yürütme organına devlet başkanı (cumhurbaşkanı) ile hükümet başkanı (başbakan) etmekte olup, parlamento Senato ve Temsilciler Meclisinden oluşmakta olup, senatör seçimlerinde oy vermek için 25 diğer seçimler için 18 yaşında olmak gereklidir.
İtalyan Ekonomisi
İtalya kendine yetecek miktarda tahıl, sebze, meyve, zeytin ve üzüm üreten devasa bir tarım ülkesi olmakla birlikte gayri safi milli hasılanın sadece % 4’ünü tarımdan sağlamaktadır. İtalya tarım ürünleri bolluğuna hatta ihracına rağmen et ve süt ürünü ithal etmektedir. İtalya’nın en verimli tarım bölgesi Po nehri vadisi aynı zamanda İtalya’nın en büyük sanayi bölgesi olup tekstil, giyim, demir-çelik, makine, motorlu taşıtlar, kimyasal, mobilya ve şarap üretilen Lombardiya’da yer almaktadır. Ülkenin güneyinin ise sanayileştiğini söylemek zor olup, güneyin ana gelir kaynağı tarım ve turizmdir. II. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkisini savuşturan İtalya yeniden dünyanın büyük sanayi ekonomilerinden birisi olmayı başarmıştır. Avrupa Birliği üyesi olan İtalya devletin ekonomik faaliyetlere katılımını azaltmaya başlarken, yolsuzluk ve suç örgütlerine karşı kararlılıkla mücadele etmiş, işsizlik oranını düşürmeyi başarmıştır. İtalya’nın en önemli ekonomik merkezi zengin tarım arazilerinin ve sanayi bölgesinin ortasında yer alan Milano olup, otomobil, uçak, motosiklet, elektrikli ev aletleri, demiryolu malzemeleri, metal işçiliği, kimyasal, tıbbi ürünler, boyalar, sabun, yayıncılık, gıda, ağaç, kâğıt ve kauçuk ürünleri ürünlerinde öne çıkmaktadır. Ligurya’nın inans ve ticaret merkezi Cenova ise gemi inşa, petrol, tekstil, demir ve çelik, lokomotif, kâğıt, şeker, çimento, kimyasallar, gübre, elektrik, demiryolu ve denizcilik ekipmanları üretmektedir. Alplerin hemen doğusunda yer alıp, Fiat ve Lancia fabrikalarına ev sahipliği yapan Torino ise otomobil üretiminin kalbi olmakla kalmayıp, uçak, bilyalı rulman, lastik, kâğıt, deri işçiliği, metalurji, kimya ve plastik ürünler, çikolata ve şaraplar üretmektedir.
İtalya’nın yılda 250 milyar $ tutan ihracatının en önemli kalemleri metal, tekstil ve giyim, üretim makineleri, motorlu araçlar, nakliye ekipmanları ve kimyasallar ve çeşitli gıda ürünleridir. İtalya sadece 1996 yılında 9 milyar litre şarap ihraç etmiş olup, Coldiretti çiftçi birliğinin raporuna göre İtalya’nın şarap ihracatından kazancı 2017 yılı için 6 milyar € olmuştur. İtalya’nın 190 milyar $ tutan itahaltı ise kabaca sanayi makineleri, kimyasallar, petrol, metaller, gıda ve tarım ürünleri ve ulaşım araçlarından oluşmaktadır.
İtalya’da Din
Yakın zamana kadar koyu bir Katolik ülkesi olan İtalya’da 1984’te zorunlu din eğitimini yasaklayan bir yasadan sonra kişinin eğitiminden, aile hayatı ve sosyal ilişkilerini de düzenleyen Katolik dininin etkisi azalmıştır. Katolik Kilisesi’nin uluslararası merkezi ve bağımsız bir siyasi oluşum olan Vatikan’ın İtalya’nın başkenti Roma’da bulunması dinin sosyal hayat üzerindeki etkisini arttırmış, kilisenin kürtaj ve boşanma gibi konulardaki tutumu, asırlar boyunca evlilik ve aile kurumlarını etkilemiştir. 2017 yılında yapılan bir istatistiğe göre İtalyan halkının % 77.4’ü Katolik, % 22.6’sı dinsiz, % 3’ü ise diğer dinlere inandıklarını bildirmiştir. Alman asıllı XVI. Benedict dışında asırlar boyunca tüm papalar İtalyanlar arasından seçilmiştir. İtalya’da ayrıca Waldensian adıyla bilinen mezhepten 500 bin kadar Protestan bulunmaktadır. İtalya’da ayrıca çoğu Arnavut ve Yunanlılardan oluşan Rum Ortodoks cemaat ile nüfusun % 1,4’üne denk düşen çoğu Kuzey Afrikalı yaklaşık 825.000 Müslüman yaşamaktadır. İtalya’da ikamet etme ve çalışma hakkına sahip olmasına rağmen büyük bölümü vatandaş olmayan Müslümanların 160 bini İtalya’da doğmuştur. İtalya’da ayrıca yaklaşık 45.000 Yahudi yaşamaktadır. Özellikle Sicilya’da Arap ve Yunan kültürüne özgü ögeler ödünçlenmiş olup, cadılar, nazar, rüyada görülen şeylerin kaderi etkileyeceğine ve büyü gibi batıl inançlar had safhadadır.
İtalya’da 2 binden fazla kutsal mekân bulunmakta olup, bunların en önemlileri Roma ve Vatikan’dadır. Noel, Paskalya, Hamsin yortusu ve Günahsız Gebelik gibi çok sayıda kutsal gün ile yerel azizlerin yortuları kutlanmaktadır. Hıristiyan takviminin standart tatillerini dışında, İtalya’daki Yeni Yıl Günü (1 Ocak), Kurtuluş Günü (25 Nisan) ve İşçi Bayramı’dır (1 Mayıs) yasal bayram olarak kutlanmaktadır. Floransa’da paskalya Scoppio del carro adlı bir Ortaçağ geleneği canlandırılmakta, Yükseliş gününde çocuklar bir çeşit kriket oyunu oynamaktadır. Laik bayramların en önemlisi ise Cumhuriyetin Yıldönümü olup 2 Haziran’da hava gösterileri ve havai fişekler aracılığıyla kutlanmaktadır.
İtalyan Yaşam Tarzı
İtalyan kent ve kasabalarının tarihi merkezi centro storico olarak adlandırılmakta olup, özellikle bir tepe üzerine kondurulan güney kentleri merkezde bir kilise ile çevresindeki meydanın etrafındaki evler ve diğer tarihi yapılardan oluşmaktadır. İtalya’nın neredeyse tüm bölgelerinde büyük şehirler ve kasabalarda yaşayan İtalyanların yaşam tarzı farklı olup, şehirlerde insanlar apartman dairelerinde, köy ve kasabalarda ise iki katlı müstakil evlerde ikamet etmektedir. Kuzey ve Orta İtalya’da, yaşam standartları güneyden daha yüksek olmakla birlikte güneyde de neredeyse her evde buzdolabı, renkli televizyon, bilgisayar gibi temel refah ögeleri bulunmaktadır. Büyük şehirlerde yaşayan üst ve orta sınıf İtalyanların çoğunun kırsal alanda, kıyı bölgelerinde veya dağlarda yazlık evleri bulunmakta olup, şehir hayatının koşuşturmasından kaçmak için hafta sonları ve ferragosto olarak adlandırılan 2 haftalık yaz tatilleri genellikle buralarda geçirilmektedir. 1980 yılından itibaren İtalya, vatandaşlarının çoğunu kapsayan ulusal sağlık planına sahiptir ki bazıları Katolik Kilisesine ait olan İtalyan hastaneleri genellikle bölgesel yönetimler tarafından yönetilmektedir. Katolik Kilisesi İtalyan aile hayatını hem inanç alanında hem de doğrudan hükümet politikası üzerinde uyguladığı baskı sebebiyle etkilemiş olup, ülkede boşanma ancak 1970’te yasal hale gelmiş, 1971 yılına kadar doğum kontrol ilaçlarının satışı yasak olmuş, 1978’e kadar kürtaj yasallaştırılamamıştır. İtalya’da boşanma oranı 1995 ve 2005 arasında% 74 oranında artmış olup, boşanma ve ayrı yaşama oranları kuzeyde güneye göre çok daha yüksek oranda gerçekleşmiştir.
İtalya’nın otoyol sistemi, dünyanın en modern sistemlerinden birisi olup, Autostrada del Sole (Güneş Yolu) çizme formundaki yarımadanın kuzeyindeki Milano’yu ülkenin ortasındaki Roma’Ya onu da güneydeki Napoli’ye bağlamaktadır. Yüksek hızlı modern tren servisi ülke çapında yaygın olup, otobüs seferleri ise genellikle bölgeseldir, şehirleri şehirlere bağlamaktadır. İtalya’nun ulusla havayolu firması Alitalia’dır. (Ayrıca Oku: İtalyan otoyolları: Autostrade)
İtalya’da Eğitim
1930’larda nüfusun% 20’sinin okuma yazma bilmeyen İtalya, 2001’e geldiğinde % 98 civarında okur-yazarlık oranına sahip olmuştur. Eğitim 6 ve 14 yaşları arasında ücretsiz ve zorunlu olmakla birlikte bazı kırsal bölgelerde ve Güney İtalya’daki eğitim kuzeye göre düşük kalitede yapılmaktadır. İtalya’da 63 devlet ve 14 özel olmak üzere 77 yükseköğrenim kurumu bulunmakta olup, 1.800.000 Üniversite öğrencisi eğitim görmektedir. Dünyanın en eski üniversitesi kabul edilen Bologna Üniversitesi’ne (11. yüzyıl) ev sahipliği yapmakla övünen yazık ki İtalya Avrupa Birliği’nde yükseköğretim gören öğrenci başına harcama bakımından son sırada yer almaktadır.
İtalyan Edebiyatı
İtalyan edebiyatının kökleri Roma ve Yunan edebiyatına dayanmakta olup, özellikle dini konularda üretilen şiir, efsane, azizlerin hayatları ve kronikler 13. Yüzyıla dek Latince yazıya dökülmüştür. Ayrıca bugün İtalya sınırları içerisinde kalan bölgelerde Fransızca ve Fransızcanın Provencal lehçesinde üretilmiş özellikle Kral Arthur i ve Charlemagne konulu destanlarda üretilmiştir. 13. Yüzyılda Kutsal Roma İmparatorluğunu Sicilya’dan yöneten II. Frederick ve oğlu Manfred’in sarayında Provencal destan tarzına benzer formda İtalyanca en eski şiir örnekleri yazılmıştır. İtalyan şiirinin büyük üstadı Dante’den önce Guittone d’Arezzo ve dolce stil nuovo‘nun kurucusu Guido Guinizelli gibi önemli şairler yetişmiştir. Dante’nin en önemli eserleri dolce stil nuovo tarzındaki La Vita Nuova (1292) ile İlahi Komedya’dır (La Divine Comida). İtalya’nın Roma’nın varisi olduğuna inanan hümanist ve şair Francesco Petrarca (1304-1374) İtalyan milliyetçiliğini ve birliğini güçlendirmek için çalışmış, Klasik Latinceyi eğitim ve edebiyat dili olarak düşünmüş, İtalyan edebiyatına özellikle soneleriyle büyük katkıda bulunmuştur. Küçük hikâye türünün kurucusu sayılan, en önemlisi Decameron (1353) olan eserlerinde Orta Çağ’ın dini konuları yerine, günlük olayları işleyen Rönesans dönemi yazar ve şairi Giovanni Boccaccio’da İtalyan dilini kullanmıştır. Lorenzo de’ Medici ve Marsilio Ficino’nun çocuklarının özel öğretmeni olan Floransa’nın ikinci kuşak hümanistlerinden Angelo Poliziano (1454-1494) ilk büyük İtalyan dramı Orfeo’yu (1480) yazmıştır. 16. Yüzyılda ise Pietro Bembo, Nicolo Machiavelli ve Ariosto’nun çalışmaları, 17. yüzyılda tarih ve politika biliminin kurucusu sayılan Floransalı düşünür Niccolò di Bernardo dei Machiavelli’nin İtalyan Birliğine çağrı yapan siyasi çalışması Prens (1640), Ariosto’nun Charlemagne dönemini incelikle ele aldığı Orlando furioso (1516) destanı İtalyancayı taçlandıran önemli eserlerdir. Ticaretin Atlantik’e kaydığı 17 ve 18. yüzyılda İtalyan yaşam standartı düşerken ülke İspanya, Fransa ve Avusturya’nın siyasi egemenliği altında geçen sanat açısından kasvetli Barok döneme girmiştir. Bu dönemin en önemli çalışması Napolili şair Giambattista Marino (1569-1625) Adone (1623) adlı eseridir. 19. Yüzyılda İtalyan’ın uluslaşma sürecini hazırlayan Risorgimento döneminde milliyetçi duygularla yazılan Giacomo Leopardi’nin şiirleri, Alessandro Manzoni’nin I promessi sposi (1825–1827) romanı, Sicilyalı yazar Giovanni Carmelo Verga’nın (1840-1922) Cavalleria rusticana öyküsü ve Malavoglia romanı İtalyanca’nın yanı sıra bölgesel diyalektlerinde güzelliğini ön plana çıkarmıştır. 20. Yüzyılın başlarında Gabriele D’Annunzio, Benedetto Croce, 1934 Nobel Ödülü sahibi Luigi Pirandello İtalyan edebiyatının hatırı sayılır isimleri olarak öne çıkarken sönük geçen Faşist dönem sonrasında Giuseppe Ungaretti, Eugenio Montale ve Salvatore Quasimodo var. Kurguda, Carlo Levi, Elio Vittorini, Vasco Pratolini, Mario Doldati, Cesare Pavese, Vitaliano Brancati, Giuseppe Tomasi di Lampedusa, Alberto Moravia, Giorgio Bassani, Dino Buzzati, Elsa Morante, Natalia Levi Ginzburg, Primo Levi ve Umberto Ecco Modern İtalyan edebiyatının önemli isimleri olmuştur.
İtalyan Mutfağı
İtalya’nın milli yemeği ‘pasta’ adıyla bilinen makarna daha doğrusu makarna çeşitleri olup, Kuzey İtalya’da ravioli, Bologna’da lazanya ve tortellini, Sicilya’da cannelloni, Napoli’de domates soslu spagetti bunların başlıcalarıdır. Kuzey İtalya’da güneye oranla daha az makarna tüketilmekte olup, kuzeydekiler bu açığı pirinç pilavı risotto ile mısır, arpa veya kestane unu ile yapılan polenta adlı lapa ile doldurmaktadır. Benzer şekilde güneyde yemeklerde kullanılan zeytinyağının yerini kuzeyde tereyağı almaktadır. İtalya’nın merkezindeki Emilia-Romagna bölgesi ama özellikle Bologna şehri, mutfağı ile ünlüdür. Napoli’de ortaya çıktığı sanılan pizza ise dünyaya ihraç edilen en önemli İtalyan yemeklerinden birisidir.
İtalya’da kahvaltı günün en zayıf menüsü olup, kurabiye veya kruvasan veya daha geleneksel ekmek ve tereyağı ile kahve veya meyve suyundan oluşmaktadır. Geleneksel olarak, öğlen yemeği çorba, et veya balık yemeği ile mutlaka makarnadan oluşurken akşam yemeği öğlen kalanlardan oluşmaktaydı. Genel olarak kuzey İtalya’da yemeklerin güneye göre daha hafif olduğu şeklinde bir inanç vardır. İtalya’da her bölgenin ayrı bir mutfak geleneği ve özgün yemekleri olmakla birlikte Lombardiya’nın başkenti Milano’nın dana pirzolası cotoletta alla milanese, Piemonte’de sebze banmak için hazırlanan sarımsaklı ançüez sosu bagna cauda, Liguria bölgesinin merkezi Cenova’nın fesleğen ve sarımsaklı pesto sosu, Venedik’İn soğanlı karaciğer yemeği fegato alla veneziana gibi bazı örnekler dünya çapında üne kavuşmuştur.
İtalya aynı zamanda dünyanın en büyük şarap üreticisi olup İtalyanlar kahvaltı dışındaki öğlerinde yemeğe şarap içerek eşlik etmektedir. İtalyan kahvesi espresso İtalyan kültürünün bir başka ihraç ürünü olup, lungo (seyreltilmiş), macchiato (sütlü) veya freddo (buzlu) gibi çeşitleri bulunmaktadır.